Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın,14 Mayıs seçimleri öncesi halka hitap ettiği propaganda konuşması TRT’de yayımlandı. Erdoğan, vatandaşları selamlayarak başladığı konuşmasında “14 Mayıs’ta öyle bir kazanacağız ki, bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek.” dedi.
İlk gençlik yıllarından beri siyasetin farklı kademelerinde hep vatandaşların huzurunda olduğunu belirten Erdoğan, üstlendiği her görevde, yaptıkları her işte vatandaşların murakabesi altında bir hayat sürdüğünü söyledi.
“ELBETTE HATALARIMIZ OLMUŞTUR AMA TÜM GÜCÜMÜZLE HİZMET VERMEK İÇİN ÇALIŞTIĞIMIZI KİMSE İNKAR EDEMEZ”
Bugüne kadar girdikleri 15 seçimin tamamında, vatandaşların sandıkta verdiği onayla Türkiye’nin yönetim sorumluluğunu yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, “Bu zorlu süreçte karşılaştığımız her sıkıntının üstesinden sizlerin desteği ve duasıyla geldik. Elbette eksiklerimiz, hatalarımız olmuştur. Ama samimiyetle ve tüm gücümüzle eser üretmek, hizmet vermek için çalıştığımızı kimse inkar edemez. Sizlerden aldığımız destekle ülkemize, Cumhuriyet tarihinin tamamını katlayan eserler kazandırdık.” diye konuştu.
“BU ÖYLE BİR DEVRİM Kİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılında hayata geçirdikleri reformlarla, sadece ülkenin demokrasi ve kalkınma altyapısının eksiklerini tamamlamakla kalmadıklarını, asıl başarılarının, tarihi bir zihniyet devrimini gerçekleştirmek olduğunu dile getirdi.
“Bu öyle bir devrim ki kökeninden, inancından, mezhebinden, meşrebinden dolayı kendini ülkesinden ve devletinden dışlanmış hisseden her ferdi kucakladı. Her bir insanımızı, tüm farklılıklarının ötesinde, Türkiye ortak paydasının ayrılmaz bir parçası haline getirdi.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Mardinli Aziz Sancar Hoca’mız Nobel ödülünü kazandığında, kimse ona kökenini, şehrini, anasının, babasının mesleğini, kıyafetini sormadı. Hataylı Uğur Şahin küresel salgına karşı en etkili aşıyı geliştirdiğinde, kimse onun nereden geldiğine, nerede yaşadığına bakmadı. Yozgatlı Rıza Kayaalp güreşte üst üste şampiyonluklar kazandığında, kimse ona nereli olduğunu, kimlerden olduğunu, nerede büyüdüğünü sormadı. Trabzonlu Selçuk Bayraktar dünya savunma sektöründe çığır açan işlere imza attığında, kimse onun dedelerinin peşine düşmedi. Milletçe, bu değerlerimizin hepsinin farklı alanlardaki başarılarıyla gurur duyduk, hepsini sahiplendik. Gerek şehirlerimizde, gerek TEKNOFEST gibi etkinliklerde gençlerimizin azimlerini, gayretlerini, çabalarını gördükçe yüreğimizi sevinç kaplıyor. Küresel başarılarıyla takdir kazanan insanlarımızla ne kadar gurur duyuyorsak, fabrikada alın teriyle üretim yapan, ofiste masasının başında dosyasını tanzim eden, dükkanında, atölyesinde tezgahının başında ekmeğini kazanan, tarlasında toprağını eken, ahırında hayvanını besleyen, okulunun sırasında kafasını kitabına gömen, evinde ailesi ve çocukları için çalışıp didinen, emekliliğinde ikinci baharını yaşayan, velhasıl her nerede olursa olsun bu ülkenin bir bireyi, bu milletin bir ferdi olarak Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz.”
“14 MAYIS SEÇİMLERİNİ KENETLENMENİN YENİ BİR TEZAHÜRÜ HALİNE DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYORUZ”
Erdoğan, şimdi de aynı anlayışla, Türkiye Yüzyılı’nı milletin ortak hayali olarak inşa etmeye hazırlandıklarını belirterek, “Ülkemizin bugün geldiği seviyede emeği, alın teri, zihin çabası, katkısı olan herkesi, hiçbir ayrım yapmadan, bu hayalin etrafında kenetlenmeye davet ediyoruz. 14 Mayıs seçimlerini, işte bu kenetlenmenin yeni bir tezahürü haline dönüştürmek istiyoruz.” dedi.
Dünyanın yaşadığı siyasi ve ekonomik dönüşümün Türkiye’nin önüne açtığı fırsatları, ancak bu şekilde kazanca çevrilebileceğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken, hep bu günlerin özlemiyle yaşadık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaşımda, enerjide, sanayide, tarımda, ticarette ülkemize kazandırdığımız altyapıyı hep bu günler için kurduk. Demokraside, hak ve özgürlüklerde ülkemizin standartlarını hep bu günler için yükselttik. Artık, bu hayali gerçekleştirmenin eşiğindeyiz. Milletimiz buna layıktır. Milletimiz, kendilerini gelişmiş olarak tarif eden ülkelerde ne varsa, hepsine de daha fazlasıyla sahip olmaya layıktır. Tarihimizdeki o şanlı günleri kitaplarda iç geçirerek okumak, dizilerde hayıflanarak seyretmek yerine, daha iyisiyle canlandırabileceğimiz bir yerdeyiz. 14 Mayıs seçimlerini, işte bu kritik dönemecin sembolü yapmak istiyoruz.”
“HEP MİLLETİMİZİN SELAMETİNİ, ÜLKEMİZİN HUZURUNU DÜŞÜNDÜK”
Hep “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” öğüdünün, Yunus’un “Gönüller yapmaya geldik” düsturunun peşinden gittiklerini kaydeden Erdoğan, “Bunun için ne mücadeleler verdiğimizi en iyi sizler biliyorsunuz. Ülkemizi, vesayetin dişlilerinden, terör örgütlerinin kanlı ellerinden, darbecilerin namlularından, ekonomik tetikçilerin tuzaklarından kurtarma mücadelesi verirken, hep milletimizin selametini, ülkemizin huzurunu düşündük.” dedi.
“14 MAYIS’TA ÖYLE BİR KAZANACAĞIZ Kİ, BU ÜLKENİN HİÇBİR FERDİ KAYBETMEYECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“14 Mayıs’ta da sadece Türkiye’nin güvenliğinin ve huzurunun devamını, evlatlarımızın geleceğinin aydınlığını, Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini hedefliyoruz. Siyasette 40 yılı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde 20 yılı devirmiş bir kardeşiniz olarak, başka herhangi bir dünyevi hırsımın olmayacağını herhalde sizler de takdir edersiniz. İşte bunun için diyorum ki 14 Mayıs’ta tercihinizi Türkiye Yüzyılı’ndan yana yapın. Tercihinizi güven ve istikrarın devamından yana yapın. Tercihinizi evlatlarınızın geleceğinden yana yapın. Ve 14 Mayıs’ta öyle bir kazanacağız ki, bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek.”