TCMB, kademeli faiz artışlarının etkisini artıracak zorunlu karşılık başta olmak üzere ek adımlar açıkladı. TL zorunlu karşılıkta kur korumalı mevduata (KKM) yönelik değişiklikle, 500 milyar TL’ye yakın likidite kalıcı çekilecek. Bu adım KKM’de diğer TL mevduattan farklı olarak tüm vadelerde %15 zorunlu karşılık ile sağlandı. Değişiklik Resmi Gazete’de yayımlandı.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, ihracat finansman desteği sağlayan reeskont kredilerinin günlük limiti 300 milyon TL’den 1.5 milyar TL’ye çıkarılıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek reeskont kredilerindeki artışa yönelik twitter paylaşımında, “İç talebi dengeleyici tedbirler alırken, ihracata da maksimum destek sağlayacağız. Yurtdışından temin ettiğimiz kaynakları ihracat ve yatırıma kanalize edeceğiz” dedi.
PPK metninde dün dış finansman koşullarının “belirgin iyileşme” gösterdiğine dikkat çekilmişti.
Ekonomistler nasıl değerlendirdi?
Ekonomistler faizlerin beklentilerin altında artışının sağlıklı bir normalleşme politikasına ilişkin soru işaretlerini artırdığına dikkat çektiler.
Ekonomi yönetimi her ne kadar risk analizlerinin kademeli bir anlayışı gerektirdiğini söylese de, piyasalar faizlerin siyasi çekinceler nedeniyle düşük kaldığından endişe ediyor ve değişimi “yavaş” buluyor.
Piyasalar, seçim sonrasında kamu kontrollü bir yapıdan serbest politikalara doğru geçişte, önemli bir bileşen olarak gördükleri para politikasında nasıl bir patika tercih edileceğini anlamaya çalışıyorlar.
TCMB, “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” dedi.
Ancak piyasalarda TÜFE’nin yılsonunda %60’a doğru yükseliş gösterecek olması ve bu süreçte sıkılaştırmanın kademeli yapılyor olması nedeniyle enflasyonda kısa vadede iyimser bir beklenti bulunmuyor. JPMorgan TÜFE’nin Mayıs 2024’te %64’e çıkarak zirve yapmasını bekliyor.
“Beklentiler aşağı çekilecek”
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, “Faizlerde atılan ikinci adımın ilkine göre daha sınırlı olması nihai politika faizine ilişkin beklentileri de aşağı çekecektir. Bu belirsizliklerin yeni enflasyon tahminlerinin ve para politikası stratejisinin açıklanacağı Enflasyon Raporu ile bir miktar daha azalmasını umuyoruz” dedi.
Uzun vadeli TÜFE tahmini içerecek olması ve faiz kararının da geride kalıyor olması nedeniyle piyasa önümüzdeki hafta enflasyon raporuyla birlikte yapılacak açıklamaları da takip edecek. Ancak daha kapsamlı ekonomi uygulamaları için Eylül ayındaki Orta Vadeli Program öne çıkıyor.
TCMB’nin 2023 sonu için TÜFE tahmini %22.3 seviyesinde bulunuyor. TL’deki değer kaybı ve vergi artışlarının etkisiyle TÜFE’de Temmuz’da çift haneye yakın artış beklenirken, yılsonu TÜFE beklentileri de yukarı revize ediliyor.
Dolar/TL bu hafta 27.05 zirvesine yükseldikten sonra dalgalı bir seyir izlese de zirve seviyelerine yakın kaldı. TL %20’si Haziran ayında olmak üzere, bu yıl dolar karşısında %30.8 değer kaybetti.
Küresel piyasalar
Asya borsaları, Tesla ve Netflix’in açıkladıkları bilançoların ardından ABD teknoloji hisselerindeki düşüşü izleyerek gerilerken, dolar ve ABD Hazine tahvillerinin getirileri başlıca merkez bankalarının faiz kararlarını açıklayacağı hafta öncesinde kazanımlarını korudu.
Yatırımcılar Fed’in Temmuz’da son bir faiz artırımına gitmesinin ardından sıkılaştırmayı bırakacağını düşünüyor ve Fed’in Kasım ayına kadar faizleri bir kez daha artırmasına sadece %33 olasılık veriyorlar.