Briley Lewis
Dünya’da, çoğu zaman gezegenimizin manyetik alanını önemsemeyiz. Manyetik alan, canlıları Güneş’in ışınlarından korur, pusulaların iğnelerini kuzeye doğru çevirir ve hatta göz alıcı Aurora’lar yaratır. Güneş sistemimizde bulunan öteki gezegenler de manyetik alanlara sahiptir. Peki ya başka yıldızların yörüngesinde dönen ve Dünya’ya benzeyen gezegenlerde durum nasıl? Sonuçlanan yeni araştırmalar, umut vaat eden bir ipucuna ulaşmış gibi görünüyor.
BU ALANDAKİ İLK KEŞİF
ABD’nin New Mexico eyaletinde kurulu olan Çok Büyük Dizi (VLA) radyo teleskopları aracılığıyla gerçekleştirilen en yeni gözlemler, Dünya’dan yaklaşık 12 ışıkyılı mesafedeki bir yıldızın yörüngesinde dönen kayalık ötegezegen YZ Ceti b’de bir manyetik alan bulunduğunu gösteren kanıtlar ortaya koydu. Nature Astronomy dergisinde 3 Nisan’da yayınlanan bir araştırmada aktarıldığı kadarıyla, bu keşif, güneş sistemimizin uzaklarında bulunan bir gezegenin manyetik alana sahip olduğunu gösteren ilk muhtemel bulgu.
Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevi’nin (NRAO) yöneticisi ve araştırma makalesinin yazarı olan Joe Pesce verdiği bir demeçte, “Bu araştırma, sadece bu özel kayalık ötegezegenin büyük ihtimalle bir manyetik alana sahip olduğunu değil, aynı zamanda daha fazlasını saptamak doğrultusunda umut vaat eden bir yöntem geliştirildiğini de ortaya koyuyor” diyor.
Manyetik alanlar, bilhassa gökbilimciler açısından ilgi çekicidir; çünkü bir gezegeni yaşama elverişli kılan hayati öğelerden biridir. Eğer manyetik alan yoksa, bir yıldızdan uzaya saçılan enerji dolu parçacıklar, gezegenin atmosferini aşındırarak yaşamı destekleyebilecek gaz örtüsünü dağıtabilir. Pesce, “Öteki yıldız sistemlerinde potansiyel açıdan yaşama elverişli ya da hâlihazırda yaşama ev sahipliği yapan gezegenleri bulma çabası, kısmen kayalık ve Dünya’ya benzeyen ötegezegenlerin gerçekten de manyetik alanlara sahip olup olmadığını tespit edebilmemize bağlı” diyor.
YAŞAMA ELVERİŞLİ DEĞİL
Buna karşın, YZ Ceti b yaşama elverişli bir gezegen değil. Gökbilimciler, küçük ve uzak bir ötegezegenin manyetik alanından yayılan radyo dalgalarını saptayabilmek amacıyla, dikkat çekici düzeyde aşırı uçlardaki bir örneği incelemek zorunda kaldılar. YZ Ceti b, yıldızına -yaşamın hoşuna gitmeyecek düzeyde bir sıcaklığa maruz kalacak kadar- fazlasıyla yakın ve aynı zamanda yörüngede o kadar hızlı dönüyor ki, gezegen bir yılını yalnızca iki Dünya gününde tamamlanıyor.
Araştırmacılara kalırsa, yörünge mesafesi öylesine yakın ki, gezegen, yıldızdan saçılan malzemeyi ‘süpürüyor’. Gezegenin sahip olduğu manyetik alan, elektrikle yüklü plazmayı yıldıza doğru geri iter ve ardından yıldızın kendi manyetik alanı ile etkileşime girerek ışıltılı enerji parlamaları yayar. Ekip, gözlemlediği radyo dalgalarının, büyük ihtimalle gezegen ile gerçekleşen etkileşimlerin yarattığı ve yıldızın çeperinde ortaya çıkan bir aurora olduğunu ifade ediyor.
ABD’de bulunan Colorado Boulder Üniversitesi’nde astronom ve yeni araştırma makalesinin ortak yazarı olan Sebastian Pineda, verdiği demeçte, “Eğer bir gezegen kendi atmosferine sahipse, orada Aurora da olmalı” diyor. Pineda, “Bu keşif, bizlere yıldızların etrafındaki koşullara dair yeni bir fikir sundu” diye ekliyor: “Bu fikir, ‘Güneş ötesi uzay hava durumu’ dediğimiz şey.”
DAHA FAZLA GÖZLEM YAPILACAK
Öte yandan, araştırma ekibi, bu yıldız Aurorası’nın tamamen YZ Ceti b’den kaynaklanıp kaynaklanmadığından henüz yüzde 100 emin değil. Bunun, esasen yalnızca yıldızın kendisinin sahip olduğu bir özellikten değil, kayalık bir gezegenin manyetik alanından da kaynaklandığını teyit etmek için daha fazla gözleme ihtiyaç var. Bununla birlikte, ekip, eriştikleri bulguların yaşama elverişli yabancı gezegen arayışında gelecekteki sıçramaların önünü açabileceğine dair iyimserliğini korumaya devam ediyor.
Pennsylvania’ya bağlı Lewisburg kentinde bulunan Bucknell Üniversitesi’nde astronom olan araştırma ortak yazarı Jackie Villadsen, verdiği bir demeçte, ellerindeki sonucun, yani kayalık bir ötegezegende manyetik alan bulunduğuna dair ilk tespitin, ‘gerçekten de makul bir bulgu’ olabileceğini dile getiriyor. “Yine de bana kalırsa, bir gezegenden yayılan radyo dalgalarının gerçekten de güçlü bir şekilde teyit edilmesinden önce pek çok takip çalışması gerçekleştirilecek” diye ekliyor.
Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)