Öykü, şiir ve senaryo alanında çalışmalarını sürdüren yazar Ahmet Mercan, 1980’li yıllarda çocuklara yönelik dergiyle yola çıktığını belirterek, “Biraz el yordamıyla 4 sene boyunca çıkan bu dergi, çocuklara yönelik çalışmalar yapmamı sağladı. Bugüne kadar da devam ettim. 30’a yakın çocuk kitabı yazdım. Bir taşın, bir yaprağın bile bu dünyada bir görevi olduğunu düşünürüm.” dedi.
“Selam Ümit Nesline” dergisi ile yazarlığa başlayan Mercan, gençlik yıllarında arkadaşlarıyla beraber yaptığı bant tiyatrolarını, yazmaya başlama serüvenini ve son dönemdeki çalışmalarını AA muhabirine anlattı.
Mercan, geniş bakmayı, dingin olmayı ve kainatla insan ruhunun birbirine örtüştüğünü anlamayı çocukluk yıllarında dağlarda çobanlık yapmasına borçlu olduğunu söyledi.
İstanbul’a 1970’li yıllarda geldiğini ve şehirle karşılaşmasının kendisini etkilediğini aktaran Mercan, “Dağlardan çıkan gür suların, şehirde doğranarak şişelere konduğunu fark ettim. Bu beni çok ürkütmüştü. Bilginin bir silah olduğunu da şehirde öğrendim.” şeklinde konuştu.
Ahmet Mercan, arkadaşlarıyla birlikte 1980’de çocuklara yönelik süreli yayınlara imza attığını belirterek, “Biraz el yordamıyla 4 sene boyunca çıkan bu dergi, çocuklara yönelik çalışmalar yapmamı sağladı. Bugüne kadar da devam ettim. 30’a yakın çocuk kitabı yazdım. Bir taşın, bir yaprağın bile bu dünyada bir görevi olduğunu düşünürüm. Her şeyin bir meramı var. Bu meramı keşfettiğinizde insan olarak Allah’ın size bahşettiklerini harekete geçirmek istiyorsunuz. Küçükken arkası yarınları çok dinlerdim. Dinlediğim radyo tiyatrolarından çok şey öğrenmişim. Öğrendiğimi yazarken anladım.” ifadelerini kullandı.
“1983 yılında bant tiyatrosu yaptık”
Daha sonra bir grup arkadaşıyla bant tiyatroları yazıp seslendirdiklerini belirten Mercan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bant tiyatroları hesap edilmedik bir şekilde toplum tarafından çok benimsendi. 1983 yılında bir deneme kaseti yayınladık, Mute Destanı’ydı adı. Aradan 5-6 sene geçtiğinde 50 tane firma kuruldu, binlerce çeşit sesli yayıncılık yapıldı. Kaset marifetiyle bant tiyatrolarının yanı sıra belgesel, şiirler, tanıtımlar, bilgilendirme kasetleri gibi birçok eser hazırlayıp sunduk. Özel radyoların sayısının artmasıyla birlikte kasetin ticari boyutu eksilmeye başladı. 1995’e kadar sürdü, sonrasında radyolar dinlenmeye başladı. O dönemde de ‘Mercan Kayalıkları’ isimli radyo programları yapmaya başladım.”
Bütün bu işleri yaptığı dönemde siyasi baskılara maruz kaldığına dikkati çeken Mercan, yaptığı çalışmaların hiçbirinden pişmanlık duymadığını dile getirdi.
Mercan, 28 Şubat Dönemi’nde birtakım zorlamalara ve yasaklara maruz kaldıklarını aktararak, “Ben o dönemde İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Başkanıydım. İnsan hakları mücadelesi yapıyordum. Ortaokuldaki kızların bile başörtü yüzünden imam hatiplerde içeri alınmadıkları dönemleri gördüğüm için insan hakları mücadelesinin dışında neler yapılabilir diye düşündüm ve ‘Zor Zaman Bildirisi’ diye bir bildiri kaleme aldım. O ara fotokopiyle gençler arasında çok dolaştırıldı ve çok olumlu neticeler ortaya çıktığını hatırlıyorum.” diye konuştu.
“İnsanın kendini keşfetmesi bir kıtayı keşfetmekten zordur”
Gençlerin gelecek için önemine de vurgu yapan Mercan, “İnsanın kendini keşfetmesi bir kıtayı keşfetmekten zordur. Kendilerine doğru yol almaları lazım. Allah her insanı mevcut olan bütün insanlardan artı bir özellikle yaratmıştır. Bu özelliklerini bulmaları dünyada ne iş yapacaklarına dair önemli bir ipucudur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hayat Defteri-Yarısı Sende” adlı son çalışmasına da değinen Mercan, etrafındaki insanların okuyamadıklarından şikayet ettiklerini gözlemlediğini kaydetti.
“Hayat Defteri – Yarısı Sende” ajanda mantığıyla hazırlandı
Yazar Mercan, modern insanı yormadan meramını anlatacak bir yol bulmaya çalıştığının altını çizerek, şunları söyledi:
“5-6 cümleden oluşan hikayeler yazmıştım. Çok ilginç bulundu, Bakanlık tarafından desteklendi. Buradan ilham alarak bu eseri oluşturdum. 13 yılda ortaya çıktı. Kendi duygularımı bir çerçeve yazısı halinde yazarken Türk edebiyatının lezzetlerini birer mısra şeklinde sayfalara yansıttım. 365 günlük bir ajanda esprisini taklit ettim. Okuduğum kitapların içerisinde böyle herkes tarafından çok bilinmeyen ama mutlaka okunması gereken aforizmaları sayfalara taşıdım. Sonra kendime not bölümü ekledim. Tereddüt ediyordum ama şu an en çok beğenilen yeri orası. Modern insanın teknik zorluğuna karşı, böyle küçük bir ışık deliği açmak istedim. Kitap yeni çıktı, nasıl karşılanacak merak ediyorum.”
Mercan’ın okuduğu yazarlardan notlar, kitap listeleri, mektuplar, öğütler ve kendi fikir dünyasından paylaşımları bir ajanda mantığıyla genç okurlara sunduğu “Hayat Defteri – Yarısı Sende” adlı son kitabı Siyer Yayınlarından çıktı.