Erdoğan, Körfez turundan istediğini alabildi mi?

28 Mayıs seçimlerinde beş senelik yeni bir dönem için seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışı ziyaretleri kapsamında önceliği zengin Körfez ülkelerine vermeyi tercih etti.

Erdoğan, Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, seçimlerden önce rezerv sıkıntısı çeken Merkez Bankası hesaplarına kaynak aktarımı yapan Körfez ülkelerine “teşekkür” ziyareti gerçekleştireceğini ve bu ülkelerle Türkiye arasında özellikle ekonomi alanında yeni bir işbirliği dönem başlatmayı amaçladığını kaydetmişti.

Kalabalık bir iş insanı grubu ve bakanların eşlik ettiği Erdoğan’ın ziyaretinin ilk ayağı Körfez bölgesi ve Arap dünyasının lideri Suudi Arabistan oldu.

Erdoğan ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasında yapılan görüşmelerin ardından doğrudan yatırım, savunma sanayii, enerji, savunma ve iletişim alanlarında beş anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalar arasında özellikle Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ile Baykar arasında imzalanan anlaşma dikkat çekti.

Baykar’dan yapılan açıklamada Suudi Arabistan’a Bayraktar Akıncı TİHA (Taarruzi İnsansız Hava Aracı) ihraç edileceği bildirildi. Baykar’ın Suudi Arabistan’a eğitim, teknik destek ve lojistik hizmetleri de sağlayacağı kaydedildi. Erdoğan ve Muhammed bin Selman temaslarının ardından kapsamlı bir ortak açıklama da yayımladılar ve iki ülke arasındaki işbirliğinin bundan sonraki süreçte artarak devam edeceğini kayda geçirdiler.

Suudi Arabistan ile ekonomik entegrasyon vurgusu

Bu kapsamda Türk-Suudi Koordinasyon Konseyi’nin faaliyete geçmesinin önemine dikkat çeken iki lider, ticaret ve yatırım alanlarında işbirliği ivmesinin artırılması ve özellikle altyapı, inşaat, mühendislik, savunma ve metalurjik sanayi, çevre ve miras turizmi, yenilenebilir enerji gibi sektörlerde ve diğer ortak çıkar alanlarında “ekonomik entegrasyon” için fırsatları destekleme vurgusu yaptılar.

Suudi Arabistan’dan Türkiye ve Avrupa’ya elektrik ihracatı ile yenilenebilir enerji, hidrokarbon kaynakları için temiz teknolojiler, hidrojen gibi düşük karbonlu yakıtlar dahil olmak üzere enerji alanlarında iş birliğini geliştirme amacı ortak bildiriye yansıdı.

Savunma ve terörizmle mücadelede işbirliği niyeti de ortak bildiride yer aldı:

“Taraflar, savunma ve askeri sanayi alanlarında iş birliği ve eş güdümü geliştirmek ve bu alanlarda imzalanan anlaşmaların, iki ülkenin ortak çıkarlarına hizmet edecek, bölgede ve dünyada güvenlik ve barışın sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde harekete geçirilmesi konusundaki kararlılıklarını ifade etmişlerdir.”

Ziyarette yapılan anlaşmalar ve ortak bildiride yer alan unsurlar, Türkiye ve Suudi Arabistan arasında son yıllarda sürdürülen normalleşme çabalarının sonuç verdiğini göstermesi açısından önemli değerlendiriliyor.

Türkiye, 2020 sonu ve 2021 başından itibaren ilişkilerinde sorun yaşadığı ülkelerle normalleşme arayışına girmişti. Bu ülkelerin başında 2018’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi nedeniyle Suudi Arabistan geliyordu.

Türkiye, 2013’te Mısır’da askeri darbe yapan Abdülfettah es-Sisi yönetimi ve bu yönetime en çok destek veren BAE ile de bozulan ilişkilerini son yıllarda tamir etmeye çalışıyordu.

Katar’la 50. yıl bildirisi

Ziyaretin ikinci durağı, Türkiye’nin bölgede uzun süredir stratejik ortağı konumunda olan Katar oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani başkanlığında yapılan toplantılar kapsamında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümü dolayısıyla ortak bildiri yayımlandı.

Türkiye-Katar ilişkilerinin 1973’ten bugünkü “stratejik ortaklık” aşamasına gelene kadar niteliksel bir dönüşüm geçirdiği belirtilen bildiride, 2015’ten bu yana her yıl yapılan Yüksek Stratejik Komite toplantıları kapsamında ikili iş birliği düzeyini geliştirmeyi amaçlayan yaklaşık 100 belgenin imzalandığı anımsatıldı.

Somut bir anlaşmanın imzalanmadığı ve yeni yatırım sözünün verilmediği Katar ziyaretinde stratejik ilişkilerin ve ikili işbirliğinin süreceği vurgusu yapıldı.

BAE ile 50,7 milyar dolarlık yatırım paketi iddiası

Körfez turunun en dikkat çekici temasları ise BAE’de yapıldı. İki ülke arasındaki ilişkiler 2013’te Mısır’da yapılan darbenin ardından gerilmişti ve taraflar büyükelçilerini çekmişlerdi. Türkiye, BAE’yi 2016’da yapılan darbe girişiminin arkasında olmakla suçlamıştı. İki ülke arasındaki gerilim başta Libya olmak üzere bazı bölgesel çatışma alanlarına da yansımıştı.

Suudi Arabistan ile olduğu gibi BAE ile yürütülen normalleşme sürecinin somut sonucu Erdoğan’ın bu ziyareti sırasında görüldü. Ziyaret sırasında Erdoğan’a BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan tarafından “Zayed Devlet Nişanı” takdim edilmesi dikkat çekti.

Türkiye-BAE görüşmelerinin iki sonucu oldu. Taraflar Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurma kararını ve böylece ikili ilişkilerde “stratejik” düzeye geçildiğini duyurdular.

Erdoğan, heyetler arası görüşmeler sırasında yaptığı açıklamada, “Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizmasıyla ilişkilerimizin en üst düzeyde düzenli şekilde ele alınmasını sağlayacağız,” ifadelerini kullandı.

Suçluların iadesi anlaşması da var

İkinci önemli açıklama ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapıldı.

Açıklamaya göre iki ülke arasında toplam tutarı 50,7 milyar dolar olan 13 belgenin imzalandı. İletişim Başkanlığı anlaşma imzalanan alanları “enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, sağlık, gıda, turizm, emlak, inşaat, savunma sanayisi, yapay zekâ ve ileri teknolojiler” olarak sıraladı.

Yapılan anlaşmalar arasında suçluların iadesi ve adli yardımlaşma da yer alıyor. Bu anlaşmaların bir süredir sosyal medya kullanmama ve mesaj atmama koşuluyla BAE’de barınmasına izin verilen organize suç örgütü lideri Sedat Peker’i nasıl etkileyeceği bilinmiyor. Hakkında yakalama kararı bulunan Peker için İnterpol aracılığıyla kırmızı bülten de çıkarılmıştı.

BAE basınına göre imzalanan anlaşmalar şunlar:

  • Karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve korunması.
  • Suçluların iadesi anlaşması.
  • Hukuki ve ticari konularda adli işbirliğine ilişkin anlaşma.
  • Cezai konularda karşılıklı adli yardım anlaşması.
  • Ortak Ekonomik ve Ticaret Komisyonu’nun (JETCO) kurulmasına ilişkin ortak deklarasyon.
  • Dijital dönüşüm konusunda işbirliğini içeren mutabakat muhtırası.
  • Enerji ve doğal kaynaklar projelerinin geliştirilmesi için stratejik ortaklık çerçeve anlaşması.
  • İki ülke uzay ajansları arasında ticari amaçlı ortak fırlatma aracı kapasitesi geliştirilmesi mutabakat muhtırası.
  • BAE Uluslararası Yatırım Konseyi ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi arasında mutabakat muhtırası.
  • İki ülke savunma sanayi kurumları arasında stratejik işbirliği için mutabakat muhtırası.
  • Türk Eximbank ile BAE ADQ yatırım şirketi arasında ihracat kredisinin finansmanı için mutabakat muhtırası.
  • BAE’li ADQ ile Türkiye Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında depremlerden etkilenen bölgelerin yeniden inşası için sukuk (faiz içermeyen borçlanma kağıdı) yatırımına ilişkin mutabakat muhtırası.
  • Türk Petrolleri ile Abdu Dabi Ulusal Petrol Şirketi arasında stratejik işbirliği anlaşması.
  • Abu Dabi Yatırım Ofisi ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi arasında mutabakat muhtırası.

Bu anlaşmaların nasıl somutlaşacağı ve açıklamada belirtildiği gibi 50,7 milyar dolarlık bir yatırıma dönüşeceğini zaman gösterecek.

TIKLAYIN | BAE-Türkiye anlaşmasının ardından gözler Sedat Peker’e çevrildi: İadesi istenebilir

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir