Spor Toto Süper Lig’in 23’üncü haftasında dev heyecan yaşandı. Galatasaray ile Trabzonspor zorlu maçta karşı karşıya geldi. Spor yazarları, Galatasaray – Trabzonspor müsabakasını kaleme aldı. Sarı-kırmızılıların 3 puanı hanesine yazdırdığı maçta yıldız futbolcu etkili bir performans sergiledi. Milliyet Gazetesi yazarı Osman Şenher, Galatasaraylı yıldız hakkında dikkat çeken ifadeler kullandı.
İşte Galatasaray – Trabzonspor maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…
GALATASARAY TUTULMUYOR / OSMAN ŞENHER
Kendi sahanda 12. saniyede gol yiyerek maça başlamak hem çok zor bir şey hem de büyük yıkım. Her takımın başına böyle kazalar geliyor. Ama Galatasaraylı futbolcularda öyle bir hırs var ki yenilgiyi kesinlikle içlerine sindiremiyorlar. Ve nitekim Kerem’in Icardi’ye verdiği pas, Icardi’nin de Mertens’e yaptığı asistle sarı-kırmızılılar silkelendi, kendine geldi.
Burada üstüne basa basa söylüyorum, Cim Bom’un rakiplerine karşı en büyük avantajı Icardi ve Mertens’in tecrübesi. Bu futbolcular teknikleri, tecrübeleriyle futbolu başka şekilde oynuyorlar. Sarı-kırmızılıların elinde Icardi gibi bir futbolcu var, sen onu topla buluşturamıyorsun bu çok büyük bir sıkıntı. Biliyorum Okan hoca da bundan rahatsız ama neticede yapacak bir şey yok.
İlk yarıda Barış Alper, müsait durumdaki Icardi’ye topu vermiyor kaleye kendisi şut çekip Uğurcan’a nişanlıyor. Bunun gibi basit hatalar. Barış da eminim tecrübe sahibi olunca takımı için oynamayı öğrenecek. Fizik gücüne, kondisyonuna hiç itirazım yok ama verdiği paslarda, çektiği şutlarda çok eksiği var. İkinci yarı yerine Yunus girdi. Tekniği iyi futbolcu, gol yollarında daha etkili. Sonuçta penaltıyı yaptırdı, Icardi de golü atarak takımını öne geçirdi.
Sacha Boey çok özel bir topçu. Şu an Avrupa’da bir numara Paris Saint Germainli Hakimi, iki numaraya da hiç düşünmeden Boey’i yazarım. Abdullah Avcı’nın dünkü maçta en büyük kozu Trezeguet idi. Boey, Mısırlı futbolcuya nefes aldırmadı. Aynı şekilde Dubois sol bekte şu an Okan hocanın elindeki alternatifsiz futbolcu. Her hafta oynadığı futbolun üstüne koyuyor. O da dün gece çok etkiliydi.
Torreira yenen hatalı golden sonra bir türlü kendisini toparlayamadı. Biraz da sakatlığı vardı, yerini Berkan’a bıraktı. Berkan, Galatasaray’ın askerlerinden bir tanesi. İyi niyetle olağanüstü mücadele ediyor. Oyuna girdikten sonra maçın orta saha hakimiyeti tamamen Cim Bom’a geçti.
Trabzonspor kalecisi Uğurcan iyi günündeydi. Galatasaray’ın son vuruşlarında çok etkiliydi, müthiş kurtarışlar yaptı. Farkın büyümemesinde, takımı adına çok etkili oldu. Karşılaşmanın geneline baktığımız zaman Galatasaray daha kaliteli bir takım ve daha çok galibiyeti istedi. Bunu tartışmamak lazım, hak ederek mücadeleyi kazandı. Abdullah Avcı Süper Lig’de en beğendiğim hocaların başında geliyor. Kabul etmek lazım Trabzonspor geçen seneki havasında değil. Buna rağmen hoca bu kadroyla ancak bu kadarını yapabilir.
AĞLAMA DEĞMEZ HAYAT / CEMAL ERSEN
Nwakaeme, Cornelius, Hamsik ve Djaniny. Yıllar sonra gelen şampiyonlukta en fazla katkısı olan oyunculardı. İkisi sezon başında gitti, biri son haftalarda teknik direktör kontenjanına takıldı, sonuncusu ise böylesi önemli bir maç öncesi Arap yarımadasına transfer oldu. İlginç değil mi? Geçen sezonun ikinci bölümünde takımın performansı düşmeye başlamıştı. O süreçte üç önemli oyuncu, Abdullah Avcı’nın kapısını çalmış ve “hocam rahat bırak bizi oynayalım, kazanalım” demişti. Şimdi esameleri okunmuyor. Trabzonspor’un bu sezonki performansını sorgulayanlar için küçük bir not düşmek istedim.
Taraftar zaten yüreği ağızında maç izliyor. Savunmada oyun kurarken fantaziye gerek yok. Öz güven de fayda etmiyor. Dün maçın 12. saniyesinde Galatasaray’ın yediği gol tam anlamıyla derslik bir hatalar zinciri idi. Ne Torreira’ya ne yılların deneyimi Muslera’ya yakıştı. Uruguaylı kaleci hayatı boyunca unutamaz bu şımarıklığın faturasını. Boş kaleye son dokunuşu yapan Maxi Gomez de arkadaşı Abdülkadir’in ikramını kaydetmiştir hafızasına.
Galatasaray kısa sürede karşılık verip Mertens ile eşitliği sağladıktan sonra maç başladı. Trabzonspor zorlu bir deplasmanda oynamanın gereklerini yerine getirmeye çalışırken, Galatasaray hücum silahlarını devreye sokmak için aceleci davrandı. Kerem, Icardi ve Barış ile Trabzonspor savunmasını zorlamayı denedi. Fırsat da buldu. Uğurcan’ın kritik müdahaleleri sonuç almasını engelledi.
Peki, piyangodan çıkan golle öne geçen Trabzonspor ne yaptı? Takımın deplasman karnesi malum. Ben bunu asla bir psikolojik sorun olarak görmüyorum. İç sahada farklı, dışarıda başka ruh hali içinde iseniz doktora değil, teknik direktörünüze başvuracaksınız. Belki onun da çalacağı bir kapı vardır.
Bakın; Trabzonspor geçen sezonun şampiyonu. Bu unvan rakiplere korku, endişe vermeli. “Ben şampiyonum” diye haykırmalısın. Geleni, gideni fark etmez. O formanın bir değeri var. Karşınızdaki kim olursa olsun mücadele edecek, kazanmak için uğraş verecek ve ağırlığınızı hissettireceksiniz.
Trabzonspor’un bu sezon sürpriz biçimde yenildiği takımlara bakın. Kimin aklına gelirdi değil mi? O yüzden Galatasaray karşısında aldığı sonucu çok sorgulamıyorum. Rakip açık ara lider, şampiyonluğun en ciddi adayı. Skor normal.
Kupa sahibi o takımdan bugün aklınızda kalan kimler var? Uğurcan, Bakasetas, Siopis ve Abdülkadir. Var mı başka sayacağınız mevcutlardan?
Bireysel performanslar bu tarz maçlarda sonuca etki etmiyorsa ne konuşacağız. O yüzden Avcı ve Trabzonspor’un ne yapamadığını anlatmak anlamsız.
Valla maç o kadar pozisyona rağmen tek farklı yenilgi ile bitti ise, Avcı’nın yönetime vereceği raporu merak ediyorum.
Şunun altını çizeyim; son dakikadaki korner atışında Uğurcan orada ise, düdük çalmadan önce kalesinde son bir darbeye dur diye direniyorsa, bu takımın teknik direktörden çok böyle bir kaptana ihtiyacı var.
Ve hakem Halil Umut Meler… Onu kesinlikle Cüneyt Çakır ile kıyaslamıyorum. O kimsenin gölgesinde kalamaz. Meler çok özel bir isim. Kendine has özellikleri var. Kardeşim, nefes al ver. Ege havası iyi gelir.
YILLAR SONRA FIRTINALI HAVADA / AKSAL YAVUZ
Meteorologlar günlerdir, “Kuvvetli fırtınayla birlikte tipi şeklinde kar yağışları” tahminleri yapıyor. “Zaman zaman şimşek, gökgürültüsü de olabilir. Özellikle kuvvetli rüzgar futbolcuları olumsuz etkileyecektir” diyerek uyarılarda bulundular…
Derbi saati yaklaştıkça uyarılarını yinelediler “Karadeniz siklonu yaklaşmaya başladı. Fırtına İstanbul’da her geçen saat kuvvetlenecek. Akşam ve gece ise tipi şeklinde kar yağışları bekliyoruz.” Uyarılar oynanacak derbinin özeti gibiydi sanki! Zira fırtına gibi başlayan, esen taraf Trabzonspor’du. Henüz dakika olmadan Galatasaray defansının akıl almaz hatasını, iştahlı ön alan baskısıyla değerlendiren, Gomez’e “al da boş kaleye at” ikramını yapan Abdülkadir Ömür’dü. Açıkçası böyle bir golü ne Galatasaraylılar ne de Trabzonsporlular bekliyordu; atan da yiyen de şaşırdı bir anda!
Öne geçtikten sonra merkezi kalabalık tutup, rakip defans arkasına atacakları uzun toplarla kanatları kullanarak sonuca gidebilirlerdi ama Lahtimi’nin etkisiz oyunu; bordo-mavililerin o anlamda elini kolunu bağladı… Trabzonspor ilk golü de merkezden yedi zaten…
İkinci yarıya fırtına gibi başlayan taraf bu defa Galatasaray’dı. Geniş alanda etkili diye Okan hocanın sahaya sürdüğü Yunus’a, Trezeguet’nin yaptığı acemi hareket; sarı-kırmızılıları penaltı golüyle öne geçirmekle kalmadı, oynama iştahını da artırmış oldu. Sarı-kırmızılıların etkili olduğu bölümlerde Uğurcan Çakır girdi devreye. Hele Mertens’in vurduğu şut gol olsa…
Trabzonspor adına maçın en büyük kırılma anı; Bakasetas’ın çok uzaklardan kaleye yolladığı topu Muslera’nın kurtarmasıydı. Galatasaray adına ise Kerem’in üst direkten dönen topuydu…
Özetle fırtına, yıllar sonra fırtınalı bir havada, haftalardır ligde fırtına gibi esen lidere kaybetmiş oldu…
Trabzonsporlular bundan böyle Türkiye Ziraat Kupası maçlarına ve Avrupa Konferans Ligi’ne bakmalılar…