Şikayetçi Yüksel Yalçınkaya; “ByLock kullanması”, “Bank Asya’da hesabı olması” ve “FETÖ ile bağlantılı olduğu ilan edilen kuruluşlara üye olması” delil sayılarak mahkum edilmesinin, temel insan haklarının ihlali olduğunu söyleyerek AİHM’e başvurmuştu.
AİHM Büyük Dairesi davada Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasını, kanunsuz suç olamayacağı ilkesini düzenleyen 7. maddesini ve örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesini ihlal ettiğine hükmetti.
Büyük Daire, 7. maddenin ihlal edildiğine 6’ya karşı 11’e oyla, 6. maddenin 1. fıkrasının ihlal edildiğine 1’e karşı 11 oyla ve 11. maddenin ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi.
Kararda Türkiye’nin, bireysel başvuruyu yapan Yüksel Yalçınkaya’nın 15 bin euro tutarındaki mahkeme masraflarını, ödemesi gereken vergi ve masrafları da ödemesine hükmedildi.
AİHM, Türkiye yetkilileri tarafından yapılan açıklamalara göre ByLock kullanıcılarının sayısının 100 bine yaklaştığını hatırlatarak, bu konuda Türkiye aleyhinde 8 bin 500 civarında şikayet başvurusu yapıldığı kaydedildi.
Söz konusu başvuruda şikayetçinin yargılanmasında ByLock kullanımının temel delil olarak değerlendirilmesine dikkat çekildi ve bu durumda Türkiye’de yerel mahkemelerin, Bylock’u kullanmış olan ve davaları devam eden herkesi yalnızca bu esasa dayanarak mahkum edebileceği uyarısı yapıldı.
Gerekçeli kararda bu sebeple, Türkiye’nin “terör suçlamalarıyla yapılan yargılamalarında” bilhassa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. ve 7. maddesinin ihlali bakımından çok sayıda insanı ilgilendiren sistematik sorunlar olduğu kaydedildi.
Bu gözlemler çerçevesinde Türkiye’deki yetkili makamların, AİHS’in, imzacı ülkelerin yükümlülüklerini düzenleyen 46. maddesi kapsamında bu davadan sonuçlar çıkararak, halen devam eden davaların selameti için gereken düzeltmeleri yapması istendi.
AİHM Büyük Dairesi 17 yargıçtan oluşuyor ve üst mahkeme niteliği taşıyor.