Özlem SARSIN
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA), Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Derneği (DÜRED) ve Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’nin (GİSBİR) koordinasyonu; İzmir Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle hazırlanan “Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Yol Haritası ve Sanayi Envanteri Tanıtım Toplantısı” gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Durak deniz üstü rüzgar enerjisinde ayrıntılı bir yol haritası hazırladıklarını söyledi.
Durak, “Türkiye’de denizüstü RES’lere hizmet verecek liman yok. En büyük sıkıntı buradadır. Yeni liman yapmak gerekiyor, yoksa yabancı yatırımcıyı ülkemize çekemeyiz. O yüzden Çandarlı Limanı iyi yönetilebilirse harika olacak. Buranın adı da Çandarlı Denizüstü RES Limanı olmalıdır. Denizüstü RES pazarına geç girdik ama burada en son teknolojiyi kullanacağız.
Hidrojen alt yapısı ve limanı da en baştan planlanırsa daha hesaplı konumda olabiliriz. Planlamalar yaparken mutlaka yeşil hidrojen depolanması da en başından itibaren düşünülmelidir” dedi. Durak, Türkiye’nin 2040 yılına kadar 10 bin MW, 2050 yılına kadar ise 30 bin MW Denizüstü RES kurulu gücü hedefi koyması gerektiğini sözlerine ekledi.
“Enerji yoksulu değil, enerjiyi üretme yoksuluyuz”
Rüzgâr enerjisi sektöründe yer alan firmaların yoğun katılımına sahne olan toplantının açılışında konuşan İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, “Türkiye’nin enerji yoksulu bir ülke değil, enerjiyi üretme yoksulu bir ülke olduğuna” dikkat çekerek, rüzgâr enerjisinde 26 yılda çok önemli başarıların elde edildiğini belirtti.
DRES’lerin dünyanın pek çok ülkesinde uzun yıllardır temiz enerji üretiminde kullanıldığını hatırlatan Elban, “Çandarlı Limanı bölgesinin Denizüstü RES’lerin ekipman üretiminde kullanılması için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile ciddi bir çalışma içindeyiz.
Paydaşlarımızın da bu yönde çok ciddi arzuları var. Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın koymuş olduğu hedeflere daha hızlı ulaşmak için ciddi bir ivme yakalayacağız. Bunu başarırsak hem üretim hem Ar-Ge hem de ihracat geliri açısından sayılı ülkeden birisi oluruz diye düşünüyorum.”
“Hedefimiz, potansiyelimizin 15’te biri”
Türkiye’nin karasal rüzgar enerjisinde 26 yılda 12 bin megavat (MW) seviyesinde bir kurulu güce ulaştığını kaydeden Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, bugün itibarıyla ülkenin toplam kurulu gücünün yüzde 11’ini rüzgâr enerjisi karşıladığı bilgisini verdi.
Hükümetin açıkladığı Ulusal Enerji Eylem Planı’na göre Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2035 yılında 29 bin 600 MW seviyesine yükseleceğini anımsatan Alper Kalaycı, bu kapasite içerisinde denizüstü rüzgar enerjisinin 5 bin MW seviyesinde pay alacağını, bu payın Türkiye’nin keşfi yapılmış potansiyelinin 15’te biri seviyesinde olduğunu söyledi.
Türkiye’nin DRES yatırımı BAE’li Masdar’a verildi
Birleşik Arap Emirlikleri merkezli yenilenebilir enerji şirketi Masdar 2500 megavat (MW) büyüklüğündeki Türkiye’nin ilk deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri yatırımını hayata geçirecek. Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada 2500 MW’lik ilk etabın yatırım büyüklüğünün yaklaşık 10 milyar dolar olduğunu ifade ederek, yatırımın ilan edilen YEKA alanları sınırları içerisinde gerçekleştirileceğini ifade etti.
Durak, söz konusu yatırım hamlesinin Türkiye’nin 2035 yılı 5 gigawatt deniz üstü rüzgar enerjisi hedefi kapsamında önemli bir atılım olacağını belirterek, deniz üstü RES yatırımlarının bir an önce başlaması gerektiğini vurguladı. Masdar yine geçtiğimiz 2023 yılı içinde de Mısır’da 10 milyar doları aşan maliyetle rüzgar enerjisi projesi için Kahire yönetimi ile anlaşma yapmıştı. Söz konusu projenin, Mısır’ın 2030 yılı itibariyle kurulu enerjisinin yüzde 42’sini yenilenebilir enerjiden elde etme hedefini gerçekleştirmeye katkı sunacağına işaret edilmişti. Öte yandan Masdar Özbekistan Cumhuriyeti ile de 2,4 gigawat’lık rüzgar enerjisi santrali yatırımına da imza atmıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, Abu Dabi varlık fonu ADQ ve diğer bazı BAE firmaları ile görüşülen projeler arasında Türkiye’de rüzgar santralleri geliştirmek ve rüzgar enerjisinden hidrojen üretmenin de yer aldığını söylemişti. Bayraktar, Suudi Arabistan’ın da Türkiye’nin hidrojen potansiyeliyle ilgilendiğini belirtmişti.