Kahramanmaraş merkezli depremlerde 19’uncu güne girildi.
Geniş bir coğrafyada hissedilerek büyük bir yıkıma yol açan afet, 43 binin üzerinde can aldı.
Afetin ilk anından itibaren devletin tüm kurumları sahada hummalı bir çalışma yürüttü.
Şimdilerde depremzedelerin yaralarını sarmak ve 11 şehri yeniden ayağa kaldırmak adına çalışmalar yapılıyor.
Bu kapsamda bakanlar görevlendirildikleri kentlerde incelemeler yaparak koordine ediyor.
Sık sık son durum ve alınan kararlar kamuoyuyla paylaşılırken bugün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Malatya Afet Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulundu.
“Dört dörtlük yapmadan buradan çıkmamız mümkün değil”
Bakan Soylu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Burada çok büyük bir afet oldu. Burada hiç kimseyi dışarıda bırakmayacak, kimine kirasıyla, kimine konteyneriyle destek olabilecek adımları atıyoruz. Yakınlarını kaybeden, evini kaybeden vatandaşlarımızla bunu paylaşmak istedik. Malatya’ya da şunu söylemek isterim. Bundan önce de Malatya’da depremle karşı karşıya kaldık, burada işimizi tamamladık, insanlarımızı huzurlu şekilde konutuyla, işiyle, esnafıyla, köylüsüyle hep birlikte dört dörtlük yapmadan buradan çıkmamız, deprem bölgelerinden çıkmamız mümkün değildir.
“Kimseyi dışarda bırakmayacağız”
Konteyner kentlerde öncelik tanınan kişileri açıklayan Bakan soylu, sözlerine şöyle devam etti:
Bu deprem diğer depremlere nazaran farklı bir deprem. Etkisi, oluşturduğu hasar ve yaygınlığı itibariyle… Kiracılara ilk kez bir deprem taşınma parasında kira desteği ve yardımı yapılıyor. Bundan önce kiracılara konteyner geçici barınma merkezi olarak çok istisnai durum olmazsa konteyner kentlerde barınmıyordu. Onlara da bu önceliği sağlıyoruz. Ancak önceliklerimiz var. Ailesinden yakınını kaybedenler, şehit-gazi yakınları, 6 yaşından küçük çocukları olanlar… Bizim temel mantığımız şudur: Burada çok büyük bir afet oldu. Kimseyi dışarda bırakmayacak, destek olabildiğimiz adımları hep beraber atıyoruz, değerlendiriyoruz. Şartları da ona göre yapıyoruz.