Welcome to Our Website

Geçmişten günümüze HDP

Gülsen Solaker

TBMM’nin üçüncü büyük siyasi partisi olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) kapatılma riski ile karşı karşıya iken, kapatılmış pek çok benzer siyasi oluşumun köklerinden gelen parti geçmişten günümüze önemli pek çok dönüm noktası yaşadı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kapatma davası kapsamında HDP’nin Hazine yardımı hesaplarına bloke konulması talebini Anayasa Mahkemesi (AYM) 5 Ocak’ta kabul ederken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin de kapatma davasının esasına ilişkin sözlü beyanını 10 Ocak Salı günü yaptı. Şahin, sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada da, “HDP’nin terör örgütü ile alan bağının milletçe bilinen bir gerçek olduğunu” savundu.

HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağı, kapatılması durumunda partinin yaklaşan seçimler öncesinde nasıl bir yol takip edeceği ve seçimde alacağı tutum, şu anda siyasetteki pek çok kilit için oynadığı anahtar rol açısından önem taşıyor.

HDP’nin geldiği siyasi gelenek ve kapatılan partiler

HDP şu anda yüz yüze olduğu kapatılma riskine ve siyasi engellemelere yabancı olmayan siyasi gelenekten geliyor.

HDP kurulmadan önce siyasette yer alan Halkın Emek Partisi (HEP), Demokrasi Partisi (DEP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Toplum Partisi (DTP) gibi partiler kapatılarak, bu partilerin yöneticileri veya üyelerinin büyük bölümü tutuklandı ya da siyasetten men edildi.

Bu gelişmelerin akıllardan çıkmayan bir örneği 16 Haziran 1994’te aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık gibi isimlerin bulunduğu DEP milletvekillerinin TBMM’den zorla çıkarılarak gözaltına alınmasıyla yaşandı. DEP, 1991 yılında HEP’in kapanması ihtimaline karşılık kurulmuştu ve 1990’da kurulan HEP’in 1993’te kapatılması üzerine HEP’li milletvekilleri DEP’e geçmişti.

1994 Türkiye yerel seçimlerine katılmasına izin verilmeyen DEP, 16 Haziran 1994 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Partide faaliyette bulunan isimler ise 11 Mayıs 1994’te kurulmuş olan Halkın Demokrasi Partisi’ne geçti.

Halkın Demokrasi Partisi veya kamuoyunda bilinen ismi ile HADEP, 1995 ve 1999 genel seçimlerine katılıp önemli oranda oy alırken, 1999 yılındaki yerel seçimlerde ise 37 belediye başkanlığı kazandı. Ancak parti 13 Mart 2003’te “yasa dışı faaliyetlerin merkezi” olduğu gerekçesi ile AYM tarafından kapatıldı.

1997 yılında ise Demokratik Halk Partisi (DEHAP) kuruldu. DEHAP 1999 seçimine katılmazken, 2002 seçimlerinde yüzde 6,23 oy alarak 50’nin üzerinde milletvekili çıkardı. Ancak yüzde 10 seçim barajı nedeniyle Meclis’e milletvekili gönderemedi. 2004 yerel seçimlerinde ise DEHAP, SHP, Özgür Parti, SDP, ÖDP, EMEP bloku ortak hareket ederek 5 il, 33 ilçe, 31 belde belediye başkanlığı kazandı.

Bu arada hakkında kapatma davası açılmış olan DEHAP bu dava sonuçlanmadan 19 Kasım 2005’te 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde kendini feshetti. Bu kararın ardından ise Demokratik Toplum Partisi (DTP) dönemi başladı.

9 Kasım 2005 tarihinde kurulan DTP hakkında kuruluşundan iki yıl sonra Kasım 2007’de kapatma davası açıldı. Bu arada DTP 22 Temmuz 2007 genel seçiminde yüzde 10 baraj engelini aşmak için bağımsız adaylarla seçime girdi ve 20 milletvekili çıkararak Meclis’te grup kurdu. Parti, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ise 99 belediye başkanlığı kazandı.

DTP, Anayasa Mahkemesi tarafından 11 Aralık 2009’da kapatılırken, 37 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirildi, Genel Başkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekillikleri düşürüldü.

Bu arada DTP’nin kapatılması ihtimaline karşı 2 Mayıs 2008’de Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) kuruldu. Kapatılan DTP’nin genel merkezine taşınan BDP, eski DTP’lileri partilerinde siyaset yapmaya çağırdı ve DTP’nin siyasi yasaklı dört belediye başkanı haricindeki 94 belediye başkanı 23 Aralık 2009’da BDP’ye katıldı. Ayrıca eski 19 DTP’li milletvekili ve İstanbul bağımsız Milletvekili Ufuk Uras 25 Aralık 2009’da BDP’ye geçerek mecliste grup kurdu.

BDP milletvekilleri Haziran 2014’te aldıkları kararla Halkların Demokratik Partisine (HDP) katıldı ve 11 Temmuz 2014’te ise isim değişikliği yaparak Demokratik Bölgeler Partisi adını aldı.

HDP seçime girdi, kabinede yer aldı

HDP, 2012 yılında Kürt siyasi hareketi ile Türkiye solunun bazı parti ve örgütlerini bir araya getirerek kuruldu. Bu kapsamda HDP, Barış ve Demokrasi Partisi, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek gibi partiler için çatı partisi oldu. Parti 2014 seçimlerine ise Selahattin Demirtaş’ın eş başkanlığında “Türkiyelileşme” vaadi ile girdi.

2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde partinin adayı olan Genel Başkan Selahattin Demirtaş yüzde 9,76 oy oranına ulaştı.

Demirtaş’ın 2014 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kadar yüksek oy almasıyla birlikte parti 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçime parti olarak girme kararı aldı. Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik olarak “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı ile girdiği seçimde HDP yüzde 13,1 oy alarak 80 milletvekili çıkardı. Bu seçimde, AKP 2002’de iktidara geldiği günden bu yana ilk kez tek başına hükümet kurmayı başaramadı.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi yeniden seçime götürme kararıyla 28 Ağustos 2015’te bir seçim hükümeti kuruldu. Davutoğlu’nun başbakanlığındaki seçim hükümetine CHP ile MHP’nin bakanlık vermemesi üzerine iki HDP’li bakan da kabinede yer aldı.

Öte yandan AKP’nin İmralı’daki PKK lideri Abdullah Öcalan ile başlattığı, PKK’nın Mart 2013’de fiili ateşkesi ile başlayıp 2015 yılının yazına kadar devam eden çözüm sürecinde HDP de önemli rol oynadı.

7 Haziran-1 Kasım dönemi

2015 yılının Haziran ayından Kasım’daki seçime kadar geçen ve hâlâ bilinmeyenlerle dolu olarak görülen bu sancılı dönemin ilk işaretlerinden biri 7 Haziran’ın hemen öncesinde 5 Haziran’da gerçekleşti.

Diyarbakır’da HDP’nin seçim mitingine yapılan ve IŞİD tarafından üstlenilen bombalı saldırıda 5 kişi yaşamını yitirirken, 400’e yakın kişi de yaralandı.

HDP 7 Haziran seçim sonuçları ile TBMM’deki sandalye dağılımını ve hükümet kurma kapasitesini tümüyle etkiledi.

Seçimden kısa bir süre sonra PKK ise yol kesme, şantiye basma türü eylemlerine yeniden başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da 17 Temmuz 2015’te, daha önce AKP ve HDP’lilerin katılımıyla açıklanan çözüm sürecine ilişkin 10 maddelik ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını söyledi. Ardından bir süredir karşılıklı olarak yapılan sert açıklamalarla zaten yalpalayan çözüm süreci rafa kalkmış oldu.

7 Haziran seçimlerinden sonra beş ay boyunca Türkiye, çözüm sürecinin çöktüğü, ardı ardına kanlı terör eylemlerinin yaşandığı bir döneme şahit oldu. Bu atmosferde 1 Kasım’da yeniden seçime gidildi.

AKP, yüzde 49,5 oy ve 317 milletvekili ile sandıktan tek başına iktidar olarak çıktı. HDP ise seçim barajını kıl payı aştı ve yüzde 10,7 oy aldı.

2015 yılının son günlerinde 28 Aralık’ta Diyarbakır ve Ankara Cumhuriyet başsavcılıkları, Selahattin Demirtaş hakkında “özerklik” konusundaki açıklamaları ile 2014’teki Kobani olayları nedeniyle soruşturma başlattı.

Dokunulmazlıklar kalktı: Demirtaş ve Yüksekdağ’a tutuklama

Gerginliğin siyasi ayağındaki önemli bir dönüm noktası, aralarında Demirtaş ile HDP’nin diğer Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın da olduğu 50 HDP milletvekilinin dokunulmazlığının 20 Mayıs 2016 günü TBMM’de kaldırılması oldu.

Çalkantılı bir dönemden geçen Türkiye’de 2016 yılının 15 Temmuz’undaki darbe girişimi partileri kısa bir süre de olsa birleştirdi. TBMM’de HDP’nin de katıldığı ortak açıklama ile darbe girişimi kınanırken, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım “Gece boyunca sergilenen çalışma yeni bir sürecin de başlangıcıdır” dedi. Ancak o geceki işbirliği uzun sürmedi ve HDP Yenikapı’da düzenlenen mitinge davet edilmedi.

Darbenin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile Eylül 2016’da 28 belediyeye kayyum atandı. Kayyum atanan belediyelerin başkanlarından 24’ü PKK-KCK ile 4’ü de darbe sonrası soruşturması kapsamında Gülen yapılanması ile ilişkilendirildi.

Kayyum atamalarının devam ettiği süreçte HDP’li bazı belediye başkanları tutuklanırken, dokunulmazlıkları kaldırılmış olan HDP milletvekillerine 4 Kasım 2016’da düzenlenen operasyonlarda 12 siyasetçi  gözaltına alındı. Eş başkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ ile 9 vekil tutuklandı.

2017 yılının ilk aylarında ve ilerleyen süreçte çok sayıda HDP’li milletvekili ve parti çalışanı tutuklanırken, bazıları daha sonra serbest bırakıldı.

HDP’ye yargı kıskacı

24 Haziran 2018’de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’nin adayı cezaevindeki Demirtaş olurken, parlamento seçiminde HDP bir kez daha barajı aşarak Meclis’e girdi.

Bir yıl sonra Mart 2019’da yapılan yerel seçimler ise HDP’li seçmenlerin de oylarıyla İstanbul ve Ankara gibi bazı önemli büyükşehirleri muhalefetin kazanması ile sonuçlandı. HDP, daha önceden kayyum atanan 96 belediyeden 48’ini geri alırken, yenilenen İstanbul seçimlerinde AKP’nin ikinci kez yenilmesi HDP oylarının önemini bir kez daha gösterdi.

Yerel seçimin ardından birkaç ay geçmesiyle HDP’nin kazandığı belediyelere yeniden kayyum atanmaya başlandı. Kayyum atamalarına tepki olarak izleyeceği tutumu tartışan HDP meclis ve belediyelerden çekilmeme kararı aldı ve “demokratik mücadeleyi sürdüreceğini” duyurdu.

2020 yılının Ekim ayı başında ise 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan kamuoyunda “Kobani olayları” olarak bilinen protesto eylemleriyle ilgili olarak aralarında Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in de olduğu 17 HDP’li tutuklandı.

7 Ocak 2021’de ise Kobani iddianamesi kabul edildi. Aralarında Demirtaş ve Yüksekdağ ile birlikte HDP’li siyasetçilerin yargılandığı davanın ilk duruşması 26 Nisan 2021’de yapıldı. HDP açısından kritik yargı süreçlerinden olan Kobani davasının bir sonraki duruşması Şubat ayında yapılacak.

17 Mart 2021 Yargıtay’ın hapis cezasını onadığı HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürülürken, aynı günün akşamı HDP için kapatma davası açıldı.

Anayasa Mahkemesi önce eksikliklerin tamamlanması istemiyle iddianameyi iade ederken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iddianameyi yeniden hazırlayarak tekrar AYM’ye gönderdi. Bu iddianame 21 Haziran 2021’de kabul edildi.

5 Ocak 2022’de ise AYM, partinin hesaplarına geçici olarak bloke konulması kararı aldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in sözlü açıklamasının ardından, partinin kapatılması için açılan davada bir sonraki aşama HDP’nin vereceği sözlü savunma olacak.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir